Adım Bahar. Bir bahar günü, her genç kız gibi karşımda diz çöken bir yakışıklı tarafından, büyük konfetiler eşliğinde bir evlilik teklifi almıştım… Tunç. Bizim şirkette çalışıyor. Bir bahar günü şirketimize iş başvurusunda bulunup, ertesi sabahında Tunç’u iş görüşmesine çağırmıştım. Departmanım gereği işe başvuranları ilk elden görmek görevimizdi. Bir bahar günü Tunç ile tanıştık. Bir bahar günü ise evlenme kararı aldık. Tunç ile görüştüğüm ilk gün kendimi bu sorumluluk sahibi bir delikanlının mevsimine kaptırmıştım. Her baharda balkonumdaki çiçeklerin açışına sebep olan birisidir o. Fakat bir bahar çiçek açmadı. Dünyadan üzerimize karabasan gibi çöken korona ülkeyi kasıp kavurdu. Tam evlilik teklifi yaptığı günün ertesi gününde ülkemize girişini yaptı. Uzun bir süre uzakta kaldık. Evliliğimizi bir hayli öteledik. Uzaktan iletişime rağmen sonunda dayanamadık. Bir uygulama üzerinden Tunç’un ailesi beni istemeye geldi. Bir kış vakti. Ailem de uygun görüp beni Tunç’a verdi. Hayat yavaştan normalleşmeye başladı. Gün aldık. Bahar geldi. Ve baharın ilk gününde çiçeklerin açtığı ilk dakikalarda nikahımız kıyıldı. Artık Bahar’a yeniden bahar gelmişti.


